Üzümsü Meyveler Coğrafi İşaretle Katma Değerini Artırıyor

Coğrafi işaretli ürünlerin çarpan etkisi yaptığı başlıkların arasında kırsal kalkınmada bulunuyor. Türkiye’de üzümsü meyvelere 32 adet coğrafi işaret alındığının altını çizen Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, bazı ürünlere Avrupa Birliği tescili alınması gerektiğini söyledi.

Son dönemde üzümsü meyvelerin sağlık alanındaki öneminin artması tüketici nezdinde de karşılık bulmaya başladı. Bu alanda ticaret odaları ve kamu kurumları seferberlik ilan etmiş durumda. Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, Türkiye’de coğrafi işaret alan 32 adet üzümsü meyve bulunduğunun altını çizerek, “Bu ürünlere coğrafi işaret alınması hem marka ve tanıtım çalışmalarına katkı sağlarken hem de o bölgenin kırsal kalkınmasına da katkı sağlıyor. Anavatanı Anadolu olan bin 200 üzüm çeşidimiz bulunuyor, almamız gereken çok mesafe var” değerlendirmesinde bulundu. Üzümün yaz aylarında en çok tüketilen meyveler arasında yer aldığının altını çizen Akbulut, “Ürün, ihracat tarafında da önemli bir gelir kalemi olarak karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz yıl 110 ülkeye üzüm ihracatı yapılırken, buna karşın yarım milyon dolara yakın gelir elde edilmiş” bilgisini verdi.

Antioksidan değeri en yüksek ürünlerin başında üzümsü meyveler geliyor

Süper meyve olarak bilinen aronyanın son dönemde geliştirilen önemli üzüm çeşitlerinden birisi olduğunu altını çizen Akbulut, “Özellikle yüksek antioksidan değerinden dolayı ürün sağlık alanında kullanılabiliyor” şeklinde konuştu. Aronya’nın coğrafi işaret tescili aldığına vurgu yapan Akbulut, “İhracat değeri taşıyan ve katma değerini her geçen gün artıran bu tip ürünlerimize AB tescili almamız kilogram başı ihracatımızı da olumlu yönde etkileyecektir” açıklamalarında bulundu.

“Coğrafi işaretli ürünler konusunda bir model oluşturabiliriz”

Kiviye 2, Duta ise 3 adet coğrafi işaret alındığının altını çizen Akbulut, üzümsü meyvelerin bazı türlerinde yerli çeşitlerin geliştirilmediğini söyledi. Bu konuda hem araştırma enstitüleri hem patent ve marka vekilleriyle hem de kamu kurumlarıyla ortaklaşa çalışmaların yapılması gerektiğini ifade eden Akbulut, “Bunu yaparsak uçtan uca bir ekosistem oluşturmayı başaracağız. İşin hem geliştirme hem tescil hem de katma değer boyutunu tüm yönleriyle ele alarak coğrafi işaretli ürünler konusunda bir model oluşturabiliriz” dedi