- 9 Şubat 2022
- Yayınlayan: Adres Patent
- Kategori: Haber
Türkiye’nin üretim yapmasının sadece sanayicilerin değil 84 milyonun sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, “Bireysel bir mucit bile yerel veya global anlamda sorun olan bir konuya çözüm buluyorsa bu durum ticarileşmeyle birlikte ülke ekonomisine kartopu etkisi yapıyor” dedi.
Üretim sürecinin sadece sanayicinin sırtına yüklenmiş bir görev olmadığının altını çizen Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, “Üretime katkı sunmak için bir atölye veya fabrikaya sahibi olmanız gerekmiyor. Bireysel bir mucit bile yerel veya global anlamda sorun olan bir konuya çözüm buluyorsa bu durum ticarileşmeyle birlikte ülke ekonomisine kartopu etkisi yapıyor. Ayrıca devletin vereceği teşviklerle birlikte bu alanda maliyet çalışmaları bir noktaya getirilebilir. Özellikle yatırımcılarla mucitleri bir araya getirdiğimizde ticarileşme sürecinde önemli adımların atılmasını sağlayabiliriz” diye konuştu. Patent firmalarının yatırımcıyla mucit arasında köprü görevi üstlendiğini anlatan Akbulut, “Gereksinimlere cevap veren her bir buluş ticarileştirilebilir. Sorunların ihtiyaçtan doğduğunu ve çözümlerin de bunun arkasından geldiğini düşündüğümüzde hayata geçen her bir buluşun yatırımcı ayağında karşılığı bulabileceğini düşünebiliriz” açıklamasında bulundu.
“Bazı kalemlerde ithalat girdilerinin önüne geçmemiz mümkün”
Geliştirilen buluşların değerleme mekanizmasıyla sürdürülebilirliğinin sağlanması hususunun önemli olduğunu ileten Akbulut, “Dünyada yatırımcılarla buluş sahiplerini bir araya getirilmesi sağlanarak karşılıklı kazan-kazan prensibine dayalı bir mekanizma oluşturulabilir. Bu tarz modellemeleri ülkemizde yaygınlaştırarak bazı kalemlerde ithalat girdilerinin önüne geçmemiz mümkün” diye konuştu. Sınai mülkiyet haklarının devir, lisans ve miras yoluyla varislere bırakılabildiğini ve bu durumun ticarileşen ürünlerde buluş sahiplerinin döngüsel bir kazanç sağladığına vurgu yapan Akbulut, “Benzer bir sistemin reel sektördeki oyuncularda da olduğunu görüyoruz. Özellikle bazı şirketlerde maddi olmayan mal varlıkları statüsünde yer alan sınai mülkiyet haklarının oranı yüzde 80’lere kadar çıkmış durumda ve bu firmaların piyasadaki konumunun da güçlendiğini görmek mümkün” şeklinde konuştu.