- 31 Aralık 2019
- Yayınlayan: Adres Patent
- Kategori: Haber
Türk Patent ve Marka Kurumu verilerine göre TOGG başlığı altında iki günde 11 marka başvurusu gerçekleştirildi.
Üretimi artırmak adına yerlileşme konusunda yapılan yatırımlar önemini artırıyor. Bu kapsamda yerli otomobilin ilk prototipi geçtiğimiz günlerde tanıtıldı. Yerli otomobilin marka ismi olan ‘TOGG’ başlıklı yapılan marka başvuruları hakkında bilgi veren Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, “Yerli otomobille ilgili Türk Patent ve Marka Kurumu’na tanıtım lansmanının yapıldığı gün ve sonraki günde TOGG (Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu ) başlıklı toplamda 11 marka başvurusu yapıldı. 2018 itibarı ile yerli otomobil alanında markalaşma ile ilgili yaklaşık 13 işlem yapıldı” şeklinde konuştu.
3 Yılda Yerliliğin Yaklaşık Yüzde 70 Olması Hedefleniyor.
Akbulut, yerli otomobilde yerlilik oranının orta vadede yüzde 70 civarına getirilmesinin hedeflendiğini kaydederek, “Burada fikri haklar alanında atılacak adımlar son derece önemli. Bir ürünün patentle ticarileşme aşamasına geldiyse ürünün yayınlanmasını takiben 1 yıl içerisinde patent başvurusunun yapılması gerekir. Ancak buluş sahibinin patentinin yayını erteleme ile ilgili bazı hakları da bulunuyor. Buluş sahibi yayın erteleme sürecine giderse, patent başvurusunda bulunduğu andan itibaren yayın erteleme talebi yapıldığında, patenti 18 ay sonraki ilk bültende yayımlanır. Bu süre içerisinde patent başvurusu kamu bilgilendirme açısından yayına çıkmaz, sadece Türk Patent ve Marka Kurumu ile başvuruyu yapan kişi veya kurum arasında süreç işler. Bu durumda başvuru sahibinin patenti; Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yayımlanan bültenlerde yer almaz. Bu durum ürünün patentinin alınmadığı anlamına gelmez” şeklinde konuştu.
Herhangi bir ürünün içerisinde patente konu olan birden fazla öğenin yer aldığına dikkati çeken Akbulut, “Basit bir kahve makinesinin yapıldığı zamanda bile minimum 20 öğenin patentini almanız gerekiyor. Bu durum yerli otomobilimiz için de geçerli. Ürün sadece bir öğeden oluşmuyor, mevcut durumda patent başvurusunda bulunulan parçaların yanı sıra hali hazırda bilinen teknoloji ve yöntemlerin kullanıldığı ürünler de bulunmaktadır, bu durum lisanslama konusunu gündeme getirmektedir. Ürünün değerini artıran asıl unsurlar içeriğinde yer alan öğelerin yerli imkânlarla patentinin alınmasıdır. Katma değere konu olan asıl husus da bu kavram” değerlendirmesinde bulundu.
“Ürünün Menşei Patentin Alındığı Ülkedir.”
Diğer taraftan üretime konu olan ürünün; fikri sınai ve mülkiyet hakkına sahip olan kişi veya kurum tarafından istenilen ülkede üretilebileceğine işaret eden Akbulut, “Dünya’nın önde gelen birçok teknoloji firması üretim merkezlerini Çin’e kaydırmış durumda. Bu durum üretime konu olan buluşun, üretimin yapıldığı ülkeye mal edildiği anlamına gelmez. Sonuç itibarı ile ürünün bütün işlemlerini kendi ülkenizde gerçekleştirdiyseniz. Ürün sizin ülkenize mal olmuştur. Ayrıca teknoloji merkezli birçok firma üretime konu olacak ürünün kendi ülkesinde patent işlemlerini sürdürürken, seri üretim konusunda potansiyel olarak kendilerine en yakın pazarları seçiyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Elde Edilen Başarı Bütün Sektörlere Emsal Olmalı.”
Yerli otomobil konusunda elde edilen başarının bütün sektörlere emsal olması gerektiğini ifade eden Akbulut, “Türkiye patent konusunda atmış olduğu adımlarla özgün ve katma değeri yüksek üretim süreçlerine ilişkin ilk hamleleri yapmış durumda. Ülkemiz 1990’lı yıllarda ithalatı azaltmak adına ‘ithal ikameci’ politikalar üretirken, günümüzde bu durumun değiştiğini ve özgün üretim sürecine doğru evrilmeye başladığını görüyoruz” dedi.